Kişisel Verileri Koruma Kurumu (“Kurum”), 20 Ağustos 2025 tarihli kamuoyu duyurusu (“Duyuru”) ile alacaklı vekillerinin, borçlunun yakınlarının telefon numaralarına erişerek borçlunun adı, soyadı ve borç bilgilerini içerir nitelikteki kişisel verilerini borçlunun yakınları ile paylaşmalarını sorununu ele almıştır. Duyuru uyarınca, bu hususta Kurum’a iletilen çok sayıda şikâyet ve ihbar bulunduğu, bu nedenle konuyu açıklığa kavuşturma gerekliliği doğduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada, alacaklının hakkı ile borçlunun ve üçüncü kişilerin kişisel verilerinin korunması arasındaki hassas dengeye özellikle vurgu yapılmaktadır.
Kurum, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) uyarınca, borçlu yakınlara yönelik bu tür iletişim faaliyetlerinin kişisel verilerinin işlenme niteliği taşıdığını belirtmiştir. Kurum, Kanun kapsamında kişisel verilerin ancak ilgili kişinin açık rızasının bulunması halinde veya Kanun’da sınırlı şekilde sayılan veri işleme şartlarından birinin varlığı halinde mümkün olduğunu açıklamıştır. Bu kapsamda, alacaklı vekillerince borç tahsilatı amacıyla borçlunun yakınlarının telefon numaralarına erişilmesi ve borç ilişkisi yönünden ilgisiz olan bu kimselerle iletişim kurulmasının, açık rıza veya diğer bir veri işleme şartına dayanmadığı müddetçe, hukuka aykırı veri işleme faaliyeti olacağını ifade etmiştir. Borçlunun yakınlarının telefon numaralarına erişilmesi ve bu kişilerle iletişim kurulması, borç ilişkisi bakımından ilgisiz kişilerin verilerinin işlenmesi anlamına gelmektedir. Bu tür işlemler, herhangi bir veri işleme şartına dayanmıyorsa hukuka aykırı olacaktır.
Bununla birlikte Kurum, Kanun’un 4. maddesinde yer alan genel ilkelere (hukuka uygunluk, ölçülülük, amaçla bağlantı) ve 12. maddede düzenlenen veri güvenliği yükümlülüklerine de dikkat çekmiştir. Borçlunun yakınlarına ulaşmak, ölçülülük ilkesini açıkça ihlal ettiği gibi, kişisel verilere hukuka aykırı erişimin engellenmesi yükümlülüğünün de ihlaline yol açmaktadır.
Kurum’un değerlendirmesine göre, bu şekilde gerçekleştirilen veri işleme faaliyetleri Kanun’a aykırılık teşkil edebilir ve 15.000 TL’den 1.000.000 TL’ye kadar idari para cezası uygulanabilir. Bu durumun KVKK’dan ayrıca kişilik haklarının ihlali sebebiyle tazminat sorumluluğu doğurabileceği ve meslek etiği açısından da ciddi riskler barındırdığı göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç olarak, alacaklı vekillerinin borç tahsilatı amacıyla yürüttükleri faaliyetlerde yalnızca borçlunun verileriyle sınırlı kalmaları gerekir. Borçlunun yakınlarına ulaşılması, yalnızca etik dışı değil, aynı zamanda açık bir KVKK ihlalidir. Uygulamada, üçüncü kişiler yerine hukuka uygun takip yollarının tercih edilmesi hem idari para cezası hem de olası disiplin ve tazminat risklerini önleyecektir.
Duyuru’nun tam metnine bu link üzerinden ulaşabilirsiniz.