Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası (Foreign Corrupt Practices Act – FCPA), her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri tarafından kabul edilmiş bir yasa olsa da, özellikle ABD merkezli çok uluslu şirketlerin ve bunların iştiraklerinin yoğun faaliyet gösterdiği Türkiye gibi ülkelerde uzun süredir sınır ötesi etki göstermektedir. Bu yasa yalnızca ABD’de yerleşik şirketleri ve vatandaşları değil; ABD’de menkul kıymetleri işlem gören, ABD topraklarında faaliyet gösteren veya yolsuz bir ödemeyi ABD kanalları üzerinden gerçekleştiren yabancı kuruluşları da kapsamaktadır. Bu nedenle, Amerikan şirketlerinin Türkiye’deki iştirakleri, iş ortakları ve hatta üçüncü taraf temsilcileri tarihsel olarak FCPA’nın yaptırım risklerine maruz kalmıştır. 14209 sayılı Başkanlık Kararnamesi’nin ardından ABD Adalet Bakanlığı (DOJ) tarafından yayımlanan 2025 Rehberi, uygulama öncelikleri açısından önemli bir yeniden yapılanmayı işaret etmekte olup, ABD pazarıyla bağlantılı faaliyet yürüten Türk şirketleri açısından da çeşitli sonuçlar doğurabilecek niteliktedir.
10 Şubat 2025 tarihinde Başkan Trump, “Amerikan Ekonomik ve Ulusal Güvenliğini Desteklemek Amacıyla Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası’nın (FCPA) Uygulanmasının Durdurulması” başlıklı 14209 sayılı Başkanlık Kararnamesi’ni imzaladı. Bu Kararname, yabancı rüşvet ve yolsuzlukla küresel mücadelede Amerika Birleşik Devletleri’nin temel yasalarından biri olan FCPA’nın uygulanmasında önemli bir dönüm noktası oldu. Buna yanıt olarak, ABD Adalet Bakanlığı (DOJ) 9 Haziran 2025 tarihinde, ulusal çıkarların ilerletilmesine, ciddi suistimal türlerine öncelik verilmesine ve Amerikan şirketlerinin yurt dışındaki rekabet gücünün korunmasına odaklanan yeniden düzenlenmiş bir uygulama çerçevesini özetleyen kapsamlı bir memorandum yayınladı.
14209 sayılı Başkanlık Kararnamesi, Adalet Bakanı tarafından açıkça bir istisna tanınmadıkça, yeni FCPA soruşturmalarının ve yaptırım işlemlerinin başlatılmasına 180 günlük bir moratoryum getirmektedir. Bu süre zarfında, ABD Adalet Bakanlığı’na şu görevler verilmiştir:
(i) Mevcut olan tüm FCPA soruşturmalarını gözden geçirmek,
(ii) Aşırıya kaçan uygulamaların önüne geçmek amacıyla yaptırım sınırlarını yeniden belirlemek,
(iii) Amerika Birleşik Devletleri’nin ekonomik ve ulusal güvenlik çıkarlarına öncelik veren güncellenmiş kılavuzlar yayımlamak.
Başkanlık Kararnamesi’nin hedeflerini hayata geçirmek amacıyla, DOJ, FCPA’nın uygulanmasının nasıl yeniden düzenlenmesi gerektiğini ortaya koyan güncellenmiş bir rehber seti yayımladı. Bu Rehber, savcılara FCPA ile ilgili bir soruşturmayı başlatırken veya sürdürürken takdir yetkilerini kullanmalarında rehberlik edecek dört ana kriter sunmaktadır. Aşağıdaki bölümde bu dört odak noktası özetlenmekte ve analiz edilmektedir.
Değişen Öncelikler: Yeni Rehberin Vurguladıkları
1- Kartellerin ve Ulusötesi Suç Örgütlerinin (TCO’lar) Dahil Olması:
Bu yeni çerçeve kapsamında, DOJ savcılarının, kartellerin ve ulusötesi suç örgütlerinin faaliyetleriyle kesişen rüşvet vakalarına öncelik vermeleri gerekmektedir. Bu yaklaşım, bazı kartellerin yabancı terör örgütü olarak tanımlayan Trump Yönetimi’nin genel politikalarıyla uyumludur. Savcılara, bu yapılarla bağlantılı olarak kara para aklama, paravan şirketler veya yabancı kamu görevlilerine yönelik yolsuz ödemeleri içeren planları hedef almaları talimatı verilmiştir. Bu yaklaşım, yolsuzlukla mücadele yaptırımlarının ulusal güvenlik politikalarıyla giderek daha fazla iç içe geçtiğini yansıtmaktadır.
2- Belirli ABD Şirketlerine Verilen Zarar:
Rehber, belirli bir rüşvet planının tanımlanabilir Amerikan şirketlerine ekonomik zarar verip vermediğine güçlü bir vurgu yapmaktadır. Yabancı ülkelerde Amerikan şirketlerinin adil rekabetten mahrum bırakılmasına yol açan usulsüzlükler, önemli bir yaptırım gerekçesi olarak değerlendirilmektedir. Bu öncelik, ABD’li şirketleri, yolsuzluk yaptığından şüphelendikleri yabancı rakiplerine karşı şikâyette bulunmaya teşvik edebilir. Aynı zamanda özellikle ABD şirketlerinin doğrudan dezavantajlı durumda olduğu hallerde, DOJ’nın yerli ekonomik aktörleri korumaya yönelik yaklaşımındaki değişimini de vurgulamaktadır.
3- Ulusal Güvenlik Hususları:
Rehber, yaptırımların, ABD ulusal güvenliği açısından kritik görülen sektörleri etkileyen rüşvet vakalarına yöneltilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu sektörler arasında savunma, istihbarat ve stratejik altyapı projeleri yer almaktadır. Bu vurgu, daha geniş çaplı dış politika kaygılarıyla örtüşmekte ve yolsuzluğu yalnızca hukuki ya da etik bir sorun değil, stratejik bir tehdit olarak konumlandırmaktadır. Bu doğrultuda, DOJ’un kaynaklarını stratejik varlıkların tehlikeye atıldığı ya da jeopolitik açıdan hassas bölgelerde yürütülen nüfuz operasyonlarına ilişkin vakalara yönlendirmesi beklenmektedir.
4- Rutin Uygulamalardan Ziyade Ciddi Suistimallere Odaklanma:
Savcılara, özellikle ev sahibi ülkede yasal veya geleneksel kabul edilen, düşük meblağlı hediyeler ya da rutin ağırlama gibi küçük ihlaller için kaynak harcamaktan kaçınmaları tavsiye edilmektedir. Bunun yerine, DOJ; yüksek tutarlı rüşvet ödemeleri, ödemelerin gizlenmeye çalışılması, sahte belgeler kullanılması veya adaleti engelleme girişimleri gibi güçlü yolsuzluk niyeti göstergeleri içeren vakalara öncelik verecektir. Bu yaklaşım, yaptırım uygulamalarının aşırıya kaçmasını önlemeyi ve yurt dışında faaliyet gösteren Amerikan şirketleri üzerindeki düzenleyici yükü azaltmayı amaçlamaktadır.
Daha seçici uygulama stratejisi doğrultusunda, Rehber’de tüm yeni FCPA soruşturmalarının Ceza Dairesi’nden sorumlu Başsavcı Yardımcısı ya da daha üst düzey bir DOJ yetkilisi tarafından onaylanması gerektiği belirtilmektedir. Savcılar ayrıca, tüm kurumsal yapıları belirsiz suçlarla suçlamak yerine, bireyleri içeren davalara öncelik vermeleri konusunda teşvik edilmektedir.
Bu bireyselleştirilmiş odak, Yates Memorandumu gibi DOJ’un daha önceki politikalarını pekiştirerek, yönetici düzeyinde hesap verebilirliği vurgulamaktadır. Aynı zamanda, iyi niyetli iş birliği gösteren ve güçlü bir uyum (compliance) mekanizmasına sahip şirketler üzerindeki mali ve itibar yönünden olumsuz etkilerin azaltılmasına da hizmet edebilir.
Buna ek olarak, 2025 Rehberi’nin şirketlerin uyum stratejilerini yeniden şekillendirmesi beklenmektedir. Şirketlerin, DOJ’un denetimine daha fazla maruz kalabilecek alanlara, özellikle yüksek riskli yargı bölgelerine ve savunma, altyapı ve doğal kaynaklar gibi sektörlere yönelik uyum kaynaklarını yeniden tahsis etmesi gerekecektir. Firmaların, potansiyel kartel bağlantılarını ya da kara para aklama ve paravan şirketlere ilişkin uyarı işaretlerini tespit edebilmek amacıyla, durum tespiti (due diligence) süreçlerini güçlendirmeleri önem arz etmektedir.
Özellikle, Rehber küçük uyum ihlallerini önemsizleştiriyor gibi görünse de, rehavete kapılma konusunda uyarıda bulunmaktadır. Görünüşte küçük bir ihlal, eğer DOJ’un yeni öncelikleriyle bağlantılı daha geniş çaplı ya da sistematik bir sorunun parçası olarak değerlendirilirse, ciddi bir şekilde ele alınabilir. Ayrıca, ileride göreve gelecek bir yönetim, davalar ilgili zamanaşımı süreleri içinde kalmak kaydıyla, 2025 Rehberi’ni geri çekerek daha geniş kapsamlı yaptırım uygulamalarını yeniden canlandırabilir.
Bununla birlikte, DOJ’un revize ettiği odak noktası, uluslararası yolsuzlukla mücadele normlarıyla, özellikle OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’yle, olası gerilimlere de dikkat çekmektedir. Sözleşme’nin 5. Maddesi, yabancı rüşvet soruşturmalarının ulusal ekonomik çıkarlar gibi unsurlardan etkilenmemesi gerektiğini açıkça hükme bağlamaktadır. 2025 Rehberi’nin ABD’nin ticari çıkarlarına açık bir şekilde öncelik vermesi, Amerika Birleşik Devletleri’ni bu taahhütle çelişebilecek bir konuma getirebilir ve uluslararası yaptırım ortaklarıyla gelecekteki iş birlikleri açısından soru işaretleri yaratabilir.
Stratejik sektörlerde faaliyet gösteren ya da ABD’nin güçlü bir varlığa sahip olduğu pazarlarda rekabet eden yabancı şirketler, daha sıkı denetime tabi tutulabilir. DOJ her ne kadar milliyete dayalı ayrımcılık yapmayacağını taahhüt etse de, yeni politikaların pratikteki etkisi, orantısız bir şekilde ABD dışındaki firmaları etkileyebilir.
Sonuç
2025 FCPA Rehberi, bir geri adım değil; bir yeniden düzenleme niteliği taşımaktadır. Bu rehber, geniş kapsamlı ve ilke temelli yaptırım anlayışından, ulusal güvenlik ve Amerikan şirketleri için ekonomik adalete odaklanan, daha hesaplı ve çıkar odaklı bir modele geçişin sinyalini vermektedir. Uyum (compliance) uzmanları ve şirket avukatları için, ileriye dönük yol, çeviklik, dikkat, jeopolitik ve düzenleyici dinamiklerin net bir şekilde anlaşılmasını gerektirmektedir.
Trump Yönetimi’nin öncelikleri FCPA’nın uygulanmasının ana hatlarını yeniden şekillendirmiş olsa da, temel mesaj değişmemiştir: Yabancı rüşvet vakaları, daha seçici biçimde de olsa, soruşturulmaya ve kovuşturulmaya devam edecektir. Yeni kriterleri içselleştiren, risk yönetimi stratejilerini buna göre uyarlayan ve güçlü bir etik kültürü sürdüren şirketler, bu değişen ortamda en iyi şekilde yol alacaktır.
ABD şirketleriyle sınır ötesi işlemler yürüten Türk şirketleri açısından, 2025 FCPA Rehberi hem yaptırım yaklaşımında bir değişimi hem de uyum risklerinin yeniden önceliklendirilmesini beraberinde getirmektedir. Küçük çaplı ya da rutin nitelikteki davranışlar artık daha az denetime tabi tutulabilirken; stratejik sektörlerde yer alma, ulusötesi suç ağlarına maruz kalma ya da ABD şirketlerinin dezavantajına yol açabilecek herhangi bir davranış, DOJ’un daha yakından ilgilenmesine sebep olabilir. Ayrıca, Türkiye’de faaliyet gösteren ABD bağlantılı şirketlerin, uluslararası düzeyde çıkar odaklı yaptırım uygulamaları ile OECD Sözleşmesi gibi çok taraflı yolsuzlukla mücadele yükümlülükleri arasındaki gerilimler arttıkça, gelişen uyum beklentilerine karşı dikkatli olmaları gerekmektedir. Sonuç olarak, ABD ile bağlantılı pazarlarda faaliyet gösteren Türk şirketlerinin, güçlü uyum mekanizmalarını sürdürmeleri ve jeopolitik değişimlerin yaptırım risklerini nasıl yeniden tanımlayabileceğini yakından takip etmeleri büyük önem taşımaktadır.
Kaynakça
Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı. (9 Haziran 2025). Yabancı Yolsuzlukk Uygulamaları Yasası (FCPA) Kapsamında Soruşturma ve Yaptırımlara İlişkin Rehber. https://www.justice.gov/dag/media/1403031/dl?inline)
Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı. Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası (FCPA). (https://www.justice.gov/criminal/fraud/fcpa/docs/fcpa-english.pdf)
Beyaz Saray. (2025). Yürütmem Emri 14209 – Amerikan Ekonomik ve Ulusal Güvenliğini Geliştirmek Amacıyla FCPA Uygulanmasının Durdurulması. (https://www.govinfo.gov/content/pkg/DCPD-202500251/pdf/DCPD-202500251.pdf)
Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı & ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu. (2020). ABD Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası Kaynak Rehberi (İkinci Baskı). (https://www.justice.gov/media/1106611/dl?inline)