Günümüz iş dünyasında, şirketlerin iletişim stratejileri giderek daha fazla görsel ve işitsel içerik kullanmaya yönelmiştir. Bu kapsamda; doktorlar, diş hekimleri, diyetisyenler, psikologlar gibi çeşitli uzmanlar ile oluşturulan videolar hem şirket içi iletişimde hem de dijital platformlarda etkileşimi artıran güçlü araçlar olarak öne çıkmaktadır. Bu noktada, video içeriklerinin oluşturulmasında yer alan tüm tarafların hak ve yükümlülüklerinin net bir şekilde belirlenmesi, içerik üreticilerinin haklarını koruma altına almak ve şirketlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak açısından bir zorunluluk haline gelmiştir.
Uzmanlar ile hazırlanan video içerikleri, gerekli koşullar sağlandığı taktirde, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“Kanun”) kapsamında “sinema eseri” olarak değerlendirilebilmektedir. Bu doğrultuda da bu içeriklerin içerisinde yer alan uzmanlar “icracı sanatçı” sıfatı ile videolar üzerinde hak sahibi olabilmektedirler. İcracı sanatçılar, doğrudan bir eser yaratmasalar da yetenek ve teknik becerileriyle mevcut bir eseri canlandırarak geliştirirler. Bu nedenle, icracı sanatçıların özgün sanatsal faaliyetlerinin korunması amacıyla telif hukuku kapsamında mali ve manevi haklara sahip olmaları sağlanmıştır.
Bu bağlamda, uzmanlıkları ile videolara özgün içerik kazandıran ve bilimsel
katkı sağlayan profesyonellerin, oluşturulan videolar üzerinde telif hukukundan doğan haklarını devretmeleri ve/veya kullanım lisansını vermeleri gerekmektedir. Aksi halde, hak sahibi uzmanlar, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği gibi, telif hakkı ihlalleri cezai sorumluluk da doğurabilmektedir. Bu sebeple, videoların sadece şirket içi kullanımda kalması halinde bile, tüm hak sahipleri ile (çekimi gerçekleştiren ajanslar dahil olmak üzere) içeriğin kullanılabilmesi adına ayrı ayrı hak devri ve/veya kullanıma yönelik lisans sözleşmelerinin akdedilmesi gereklidir.
Sonuç olarak, şirketlerin video içeriklerini etkin bir şekilde kullanabilmesi ve hukuki riskleri minimize edebilmesi için, içerik üreticileri ve hak sahipleriyle kapsamlı ve titiz bir şekilde kullanım ve/veya devir sözleşmelerinin akdedilmesi şarttır. Uzmanlar ve video çekiminde yer alan diğer profesyonellerin haklarının açıkça belirlenmesi ve devri hem içeriklerin yasal uyumluluğunu sağlamak hem de olası hukuki sorunları önlemek adına kritik öneme sahiptir. Bu süreçlerin doğru bir şekilde yönetilmesi, şirketlerin sadece hukuki yükümlülüklerini yerine getirmelerine değil, aynı zamanda içeriklerinin uzun vadeli başarısını ve sürdürülebilirliğini güvence altına almalarına yardımcı olacaktır.