20 Ekim 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Doğrudan Satış Sistemi (DSS) hakkında önemli düzenlemeler getirilmiştir. Tüketicinin korunması ve sektörde düzen sağlanması amacı taşıyan bu düzenlemeler, 30 Temmuz 2025 tarihinde yürürlüğe girecek olup, Avon, Oriflame, Amway, Tupperware, Herbalife gibi markaların bireysel satış modelini olumsuz etkileyebileceği öngörülmektedir.

1- Doğrudan Satış Sistemi Nedir?

Doğrudan satış sistemi, doğrudan satış şirketi tarafından oluşturulan ve iş sözleşmesi ile istihdam edilmeyen, bağımsız temsilci, distribütör, danışman ve benzeri isimlerle komisyon, prim, teşvik ve ödül gibi menfaatler karşılığında faaliyet gösteren doğrudan satıcıların tüketicilere mal veya hizmet pazarladığı satış sistemi olarak tanımlanmıştır. 

2- Temel Düzenlemeler

Kanunda doğrudan satış sisteminin işleyişine ilişkin şu önemli düzenlemeler yer alıyor:

- Sermaye Şirketi Zorunluluğu: Doğrudan satış şirketlerinin sermaye şirketi olması ve yönetmelikle belirlenecek diğer koşulları sağlaması zorunludur.

- Sistemin Mal veya Hizmet Satışına Dayanması: Sisteme dahil olma ve sistemde kalma için mal veya hizmet içermeyen kazandırmaların yapılamayacağı belirtilmiştir.

- Tüketicinin Cayma Hakkı: Tüketicilere, mal veya hizmet alımından 30 gün içinde gerekçe göstermeksizin cayma hakkı tanınmıştır.

- Sistem Kurma Yükümlülüğü: Doğrudan satış şirketlerine Bakanlıkça belirlenen hususlarda tüketicinin bilgilendirilmesini, talep ve bildirimlerini iletebilmesini sağlayan bir sistem kurma yükümlülüğü getirilmiştir.

3- Düzenlemenin Olası Etkileri

Bu düzenlemelerin temel amacının tüketiciyi korumak ve sektörde kötüye kullanım potansiyeli taşıyan piramit sistemi gibi yapıların önüne geçmek olduğunu düşünüyoruz. Ancak, bireysel girişimciler ve sektör üzerindeki etkileri açısından değerlendirdiğimizde şu sonuçlar öne çıkmaktadır:

- Doğrudan satış sistemlerinin sermaye şirketi altında yürütülmesi zorunluluğu, bireysel girişimcilerin doğrudan satış sektörüne katılımını önemli ölçüde sınırlayabilecektir. Bu zorunluluk, bağımsız satış temsilcilerinin büyük şirketlerin çatısı altında çalışmasını zorunlu hale getirebilir, böylece girişimcilik ruhuna aykırı bir durum meydana gelebilir.

- Doğrudan satış sistemlerinin, bireylerin yeni satıcı kazandırarak kazanç sağlaması yerine, yalnızca ürün satışına dayanması gerektiği yönündeki şart, bireysel girişimcilerin sistem içindeki hareket alanını daraltabilir.

- Tüketicilere tanınan 30 günlük cayma hakkı, tüketicinin mağduriyetini önlemeyi hedeflese de bu durum, bireysel satıcıların iadelerle ilgili mali ve idari yüklerle karşı karşıya kalmasına neden olabilir.

4- Değerlendirme 

Bu düzenlemeler, sektörde şeffaflığı artırmak ve tüketiciyi korumak amacı taşısa da, bireysel girişimciler açısından bazı olumsuz etkiler yaratabilir. Özellikle sermaye şirketi zorunluluğu ve sistemin ürün satışına dayandırılması gibi şartlar, bireysel satıcıların sektördeki hareket alanını önemli ölçüde kısıtlayabilir. Büyük şirketler ve sermaye yapıları için avantajlı bir ortam yaratan bu düzenlemelerin, bireysel girişimcilerin sektörde tutunmasını zorlaştıracağı düşünülmektedir.