Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM”), teknolojik gelişmelerin bireysel haklar üzerindeki etkilerini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (“AİHS”) çerçevesinde taraf devletlerin uygulamalarını değerlendirerek incelemektedir. Mahkeme, Ekim 2024 tarihli “New Technologies” başlıklı raporunda (“Rapor”), bu alandaki önemli kararlara ve bireylerin temel haklarına yönelik sonuçlara yer vermiştir.
Söz konusu Rapor uyarınca yedi seriden oluşan bu çalışmamız, dijitalleşen dünyada insan haklarının korunması için alınması gereken önlemleri vurgularken, bireyler ve işletmeler tarafından alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmeler içermektedir.
Çalışmamızın bu ikinci serisinde, AİHM’in elektronik veriler ve e-postalara ilişkin kişisel verilerin korunmasına ve haberleşmeye yönelik değerlendirmeleri ele alınacaktır.
1- İlgili Mevzuat
Rapor’da yer verilen kararlara geçmeden önce dayanak gösterilen şu yasal düzenlemelerden bahsetmek yerinde olacaktır:
AİHS Madde 5
Özgürlük ve Güvenlik Hakkı:
“1. Herkesin özgürlüğe ve kişi güvenliğine hakkı vardır. Aşağıda belirtilen haller ve kanunda belirlenen yollar dışında hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz:
a. Kişinin yetkili mahkeme tarafından mahkum edilmesi üzerine usulüne uygun olarak hapsedilmesi;
b. Bir mahkeme tarafından kanuna uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya kanunun koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için gözaltına alınması veya tutuklanması;
c. Bir suç işlendiği şüphesi altında olan veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olmak zorunluluğu inancını doğuran makul sebeplerin bulunması dolayısıyla, bir kimsenin yetkili adli merci önüne çıkarılmak üzere gözaltına alınması ve tutuklanması;
d. Bir küçüğün gözetim altında eğitilmesi veya gözaltında tutulması konusunda karar verecek olan yetkili merci önüne çıkarılmasını sağlamak üzere, kanuna uygun olarak verilmiş bir karar gereğince alıkonulması;
e. Bulaşıcı hastalık yayabilecek bir kimsenin, bir akıl hastasının, bir alkoliğin, uyuşturucu maddelere bağımlı bir kimsenin veya yersiz yurtsuz kişilerin kanuna uygun olarak gözaltına alınması;
f. Bir kimsenin ülkeye usulüne uygun olmayarak girmekten alıkonulması veya hakkında sınır dışı etme ya da geri verme işleminin yürütülmekte olması nedeniyle usulüne uygun olarak gözaltına alınması ve tutuklanması.
2. Tutuklanan her kişiye, tutuklanmasını gerekli kılan sebepler ve kendisine yöneltilen her türlü suçlamalar en kısa zamanda ve anladığı bir dille bildirilir.
3. Bu maddenin 1/c fıkrasında açıklanan şartlara göre tutuklanan veya gözaltına alınan herkes hemen bir yargıç veya adli fonksiyon yapmaya kanunla yetkili kılınmış diğer bir görevli önüne çıkarılır. Kendisinin makul bir süre içinde muhakeme edilmeye veya adli kovuşturma sırasında serbest bırakılmaya hakkı vardır. Salıverme, ilgilinin duruşmada hazır bulunmasını sağlayacak bir teminata bağlanabilir.
4. Tutuklanma ve gözaltına alınma nedeniyle özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlamasının kanuna uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesini ve kanuna uygun görülmemesi halinde serbest bırakılmasını sağlamak için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
5. Bu maddenin hükümlerine aykırı olarak bir tutuklama ve gözaltına alınma işleminin mağduru olan herkesin tazminat istemeye hakkı vardır.”
AİHS Madde 8
Özel Hayata ve Haberleşmeye Saygı Hakkı:
“Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesi tarafından müdahale, demokratik bir toplumda ancak ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olan ölçüde ve kanunla öngörülmüş olmak şartıyla söz konusu olabilir.”
2- Elektronik Veriler
S. ve Marper / Birleşik Krallık
4 Aralık 2008
Bu dava, başvuranların parmak izlerinin, hücre örneklerinin ve DNA profillerinin bir veri tabanında süresiz olarak tutulmasıyla ilgilidir. Mahkeme, ceza adaleti sisteminde modern bilimsel tekniklerin kullanılmasının yararları ile özel hayatın çıkarları arasında dikkatli bir denge kurulması gerektiğini belirtmiştir. Buna göre, yeni teknolojilerin geliştirilmesinde öncü bir rol üstlenen her Devlet, “doğru dengeyi kurmak” konusunda özel bir sorumluluğa sahiptir. Mahkeme, ilgili davada, suç işlediğinden şüphelenilen ancak hüküm giymemiş kişilerin parmak izlerinin, hücre örneklerinin ve DNA profillerinin alıkonulmasına ilişkin çatışan kamu menfaati ve özel menfaat arasında adil bir denge kurulmadığı sonucuna varmıştır. Akabinde, Mahkeme, Sözleşme'nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir.
B.B. / Fransa (Başvuru No. 5335/06), Gardel / Fransa ve M.B. / Fransa (Başvuru No. 22115/06)
17 Aralık 2009
15 yaşındaki küçüklere tecavüz etmekten hüküm giymiş olan üç başvuran, ulusal Cinsel Suçlular Veri Tabanına dahil edilmelerinden şikayetçi olmuştur. Mahkeme, verilerin saklanma süresinin (azami 30 yıl), bilgilerin saklanmasıyla güdülen amaçla suçun önlenmesine ilişkin denge arasında orantısız olmadığı görüşünü benimsemiştir. Sonuç olarak, Mahkeme, Sözleşme'nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Shimovolos / Rusya
21 Haziran 2011
Bu dava, bir insan hakları aktivistinin Rusya içinde tren veya hava yolculuğu sırasındaki davranışları ve tutuklanmasına ilişkin bilgilerin toplandığı “gözetim veri tabanına” kaydedilmesiyle ilgilidir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu olayda Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, veri tabanının oluşturulması, sürdürülmesi ve işletilmesine yönelik prosedürlerin, kamuya açıklanmayan bir bakanlık emriyle düzenlendiğini tespit etmiştir. Bu nedenle, ulusal hukukun, bireylerin özel hayatına ilişkin bilgilerin toplanması ve saklanmasına yönelik yetkilerin kapsamını ve kullanım biçimini yeterince açık bir şekilde belirlemediği sonucuna varmıştır. Özellikle, veri tabanı işlemlerine ilişkin kötüye kullanımları önleyecek asgari güvencelerin kamuya açık bir şekilde belirtilmediğini vurgulamıştır.
Ayrıca, Mahkeme, başvuranın tutuklanması bağlamında Sözleşme’nin 5. maddesinin (özgürlük ve güvenlik hakkı) ihlal edildiğine de hükmetmiştir. Bu karar, bireylerin özel hayatına ve özgürlüklerine yönelik müdahalelerin sıkı bir hukuki çerçeveyle düzenlenmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Muscio / İtalya
13 Kasım 2007
Bu dava, müstehcen nitelikte istenmeyen e-postalar (spam) alan bir kişinin ileri sürdüğü haklara ilişkindir. Kimliği belirsiz kişiler aleyhine dava açmış olan başvuran, şikâyeti hakkında başka bir işlem yapılmaması kararına itiraz etmiştir. Mahkeme, istenmeyen mesajların alınmasının özel hayata saygı hakkına müdahale teşkil ettiği kanaatine varmıştır. Ancak bir diğer yandan, Mahkeme, internete bağlanıldığında, kullanıcıların gizlilik konusunda tam koruma bekleyemeyeceğini ve istenmeyen mesajlarla karşılaşma riskinin açık olduğunu belirtmiştir.
Sonuç olarak, AİHM, başvurunun hukuki dayanaktan yoksun olduğuna karar vererek Devlete, spam e-postalarla ilgili daha fazla önlem alma yükümlülüğü yüklenemeyeceğini ifade etmiştir.
3- Değerlendirme
Bu kararlar, elektronik verilerin ve dijital iletişim araçlarının yaygın kullanımının, bireylerin özel hayatlarına müdahale risklerini artırmakta olduğunu ve bu alanlarda etkin koruma mekanizmalarına duyulan ihtiyacı göstermektedir. Ayrıca, bireylerin dijital haklarının korunmasında devletlerin pozitif yükümlülükleri olduğu, ancak bu yükümlülüklerin teknolojinin getirdiği pratik zorluklar ve kamu yararı ile dengelenmesi gerektiği de ortaya koyulmaktadır.
Kararların tamamına bu link üzerinden ulaşılabilir.